Karaman Yukarı Kızılca Köyü - ŞİİRLERLE KÖYÜMÜZ

           KIZILCAM

                    Vakitler daralmış günler kısıyor
                      Damlarda dumanlar bir bir tütüyor
                     Fersiz gözlerinde akşam oluyor
                       Boynun bükülmüş mahsun KIZILCAM

                        Sürüklüden aşağı inerken sisler
                       Bileğin ardında bağları isler
                      Ağzımda dilimde ruhumda hisler

Hep seni düşünür yaşar KIZILCAM

                        Sonbahar gelince düştü yapraklar
                        Kalbi durdu çorak kaldı topraklar
                        Savruldu saçıldı kaçtı oğlaklar
                        Ölümle arkadaş oldun KIZILCAM

                        Gök parçası dal demeti kuş tüyü
                        Sırrına erilmez her hali büyü
                        Ağlatan dünyayı şarkın bülbülü
                     Şarkılar türküler sana KIZILCAM


                      Aşıklar meydanı gönül otağın
                      Dökerken içini Yorulmaz dayın
                       Karamanim seninle yılın her ayın
                       Bestenin yankısı aşkı KIZILCAM

                                                                           HÜSEYİN TEKİN [AŞIK KARAMANİ]





       HAVADİS SORARSAN SEN KIZILCA'DAN

                    Havadis sorarsan sen Kızılca'dan
                    Dağları çoktandır kar bizim elin
                    Gele gide taşlı tozlu yollardan
                    Alnından akıyor ter bizim elin.

                    Ne bir taşıtı var ne vasıtası
                    Doktora yetişmez ölür hastası
                    Kır eşek babamın tek arabası
                    At ile beygiri tır bizim elin

                   Aşık Yorulmaz'ım sevgi bir cevher
                   Kızılcam gelipte görmeye değer
                   Gariban halkımız misafirperver
                   Yiyip içirmesi kar bizim elin

                  AŞIK YORULMAZ (ALEATTİN YÜRÜR)

BİZİM KÖY

                               Çıkmıyor yadımdan evim ocağım
                               Anam yollarıma bakardır şimdi.
                               Nemlidir gözleri, buruktur kalbi
                               Yavrum derde bağrın yakardır şimdi.

                               Bir başkadır düğünü toyu
                               Yeşil yaylalarda otlar diz boyu
                               Gökçe pınar, Ulupınar, Körkuyu
                               Suların bir başka akardır şimdi.

                               Onlardır hedefi hicran okunun
                               Onlardır hamalı çile yükünün
                               Kara saban ile babam ekinin
                               Saçmıştır tohumun, ekerdir şimdi.

                               Bekir emmim bağın bozdu mu bilmem
                               Küfelerin tek tek dizdi mi bilmem
                               Elif kız bohçasın düzdü mü bilmem
                               İpliğin iğneye takardır şimdi.

                               Naçardır umudu yoktur yarından
                               Gülmemiş hiç yüzü, dertten sorundan
                               Bir of çekip, ta yürekten derinden
                               Sinan sigarasın yakardır şimdi.

                               Açılır elleri Hakk'ın katına
                               Yürekler ter temiz benzer altına
                               Öğle vakti çöküp ardıç altına
                               Soğanı ekmeğe sıkardır şimdi.

                               Çalışır yıl boyu gelin, kız, kadın
                               Feryad etse duyan olmaz feryadın
                               Kışın yakmak için dağlardan odun
                               Koşmuştur merkebin çekerdir şimdi.

                               Istarında dokur çulun torbasın
                               Kaynar ocağında yayla çorbasın
                               Kirli çamaşırın, kirli urbasın
                               Ninem küllü suyla yıkardır şimdi.

                               Bilirim zor olur köylerde geçim
                               Kalmadı diyordu takatim gücüm
                               Tandırın yakmış sa Zahide bacım
                               Duramı bacadan çıkardır şimdi.

                              Tahminim altmışa vardı Ak Hoca
                              Ne evlat ne de eş gördü Ak Hoca
                             Hurilerden olsun derdi Ak Hoca
                               Evlenmemiş halâ bekardır şimdi.

                               Bilmem daha başka nasıl demeli
                             İşte böyle bizim köyün ahvali
                             Duydum çoban olmuş Topal Cumali
                               Sürünün ardından  sekerdir   şimdi.

                               Turani 'yim tacımdır başımda onlar
                               Hayalimde onlar, düşümde onlar
                               Bir gölge misali peşimde onlar
                               Ağaçlar yaprağın dökerdir şimdi,

     Baba Ocağı(2005) Sayfa; 47-48 Şair MUSTAFA TURANİ

DAĞLAR

İnsanlar arınır kötü huylardan
Dağlar duyguların yunduğu yerdir
Çirkinlikler güzelliğe dönüşür
Sevginin öfkeyi yendiği yerdir

Nice güzelliği dillere destan
Her canlıya sende bulunur meskan
Tepeleri karlı düzü gülistan
Her köşesi mescit dendiği yerdir

Meyvalar dizilir ağaç dalına
Çiçekler sermaye arı balına
Tercüman ol kainatın diline
Dertlerin dermana döndüğü yerdir

Suyu akar selvileri salına
İmrenilir yeşiline alına
Yüce yaradanın biz kullarına
Nimetleri serip sunduğu yerdir

Aşık hilaliyi salıyor aşka
Bu dağlar güzeldir bu dağlar başka
Ol musada turda gelirdi meşke
Muhammede vahyin indiği yerdir

BÜNYAMİN DOĞANER (AŞIK HİLALİ)